18 Kasım 2007 Pazar

BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Bu sendromu olan kişilerin dört özelliği vardır;
1-Yoğun öfke
2-Kişiler ilişkilerde tutarsız
3-Kimlik karmaşası

4-Yalnızlık duygusunun eşlik ettiği depresyon


5. Başkalarına kronik öfke duyma ve bazen bunu kendine çevirme ve kendine kıyım davranışı .

6. Dürtüsellik.

7. Yalnız kalmaya dayanamama, kompulsif sosyalizasyon ve bunun sonucunda diğerlerinden dönemsel uzaklaşma.

8. Cinsel yaşamda kaos.

9. Diğerleri tarafından terk edilmeye aşırı duyarlılık ve bundan rahatsızlık duymak.




TEDAVİ

Genel olarak borderline kişilik bozukluğu olan hastalara psikanalitik yaklaşımda iki yöntem vardır:

İlk teknik hastaya şimdiki işlev düzeyinde tutmayı amaçlar ve regresyonla uğraşmayı engeller. Açıklamalar, öneriler, yüzleştirmeler ve yorumlarla yeni ego yaşantılarının sağlanması, hastaya karşıt kendilik, aynı zamanda da nesne tasarımlarını bütünleştirmede yardımcı olur.

İkinci yaklaşımı önerenler borderline kişilik bozukluğu olan hastaları kendi içsel yaşantılarını modifiye etmeleri için terapötik regresyonu yaşamaları gerektiğini ifade etmektedir. Örneğin yas tutan kişi kendi dış gerçekleri ile içsel yaşantısı arasında uyum yapmadan önce regresyon yaşar ve bu regresyondan sonra yası tamamlayıp yeni bir psişik organizasyon geliştirir.

OBSESİFKOMPÜLSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Genç erişkinlik döneminde başlayan ve çok değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir mükemmelliyetçilik, kendini ve başkalarını denetleme isteğidir.
Hasta her şeyi, en iyi ve en kusursuz bir biçimde yapmak ister. Bu nedenle başladığı bir işi defalarca bozup yeniden başlayabilir.
Zamanını iyi kullanamaz. Önemsiz ayrıntılarla çok zaman kaybeder. Örneğin; bir öğrenci, bir sınavda, bütün soruların yanıtlarını bildiği halde, tüm sınav süresini birinci soruyu yanıtlamakla geçiriyor. Sürenin dolmasına beş dakika kaldığı halde hala, birinci soruyu devalı silip yeniden yazmaktadır


OBSESİF-KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUKLARI TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden dördünün yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan esneklik, açıklık ve verimlilik pahasına düzenlilik, mükemmelliyetçilik zihinsel ve kişiler arasında kontrol koyma üzerine aşırı kafa yormanın olduğu sürekli bir örüntü:

a)Yapılan etkinliğin asıl amacını unutturacak derecede ayrıntılar, kurallar, listeler yada program yapma ile uğraşıp durur.

b)İşin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmelliyetçilik gösterir.

c)Boş zamanlarını değerlendirme etkinliklerinden ve arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendini işe yada üretkenliğe adar.

d)Ahlak, doğruluk yada değerler gibi konularda vicdanın sesini dinler ve esneklik göstermez.

e)Özel bir değeri olmasa bile eskimiş yada değersiz şeyleri elden çıkartamaz.

f)Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe başkalarına görev vermek yada başkalarıyla çalışmak istemez.

g)Para harcama konusunda hem kendisine, hemde başkalarına karşı cimri davranır.

h)Katı ve inatçıdır.

ETYOLOJİ


Monozigot ikizlerde, dizigot ikizlere kıyasla daha fazla birlikte görüldüğü bildirilmiştir.
OKKB olan hastaların ailelerinde depresyon ve diğer C kümesi kişilik bozuklukları daha sık görülür.


SIKLIK

OKKB prevalansının genel popülasyonda %1, psikiyatrik hastalar arasında ise %3-10 arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Erkeklerde iki misli daha fazla görülür.

AYIRICI TANI


OKKB , bu adı taşımasına rağmen, obsesyon kompulsiyonların olmayışı ile obsesif-kompulsif bozukluktan ayrılır.
Belirgin kendini beğenmişlik bu hastalıkta yoktur.


TEDAVİ

Diğer C kümesi kişilik bozukluklarında olduğu gibi, hasta durumundan rahatsızlık duyabilir ve tedavi için başvurabilir.
Tedavi sürecini kendi istediği biçime sokmak eğiliminde olacağı için psikoteraoi ozr ve zaman alıcıdır.

BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Aşırı bir korunma ve bakınma gereksinimi ile belirli bir bozukluktur.
Bu davranış kalıbı genç erişkinlik döneminde başlar ve çok değişik koşullar altında ortaya çıkar.
Bağımsız olarak işlev görememe, karar verememe, dışlanma korkusu nedeniyle inanmasa da başkalarıyla aynı düşünceyi paylaşma.
Bu hastalar genellikle bir yakınlarına bağımlı hale gelmişlerdir. Bu yakını genellikle eşi yada annesidir.

ETYOLOJİ


Bağımlı kişilik bozukluğunun gelişmesinde çevresel etkenlerin,kalıtımsal nedenlerden daha önemli bir rol oynadığı genellikle kabul edilir.
Psikanalitik açıdan, çocuğun anal dönemde aşırı doyum ya da doyumsuzluk yaşamış olmasının bağımlılık eğilimini arttırdığı ileri sürülmüştür.
SIKLIK

En sık görülen kişilik bozukluklarından biridir.
Standart tanı ölçütleri ve yapılandırılmış görüşme çizelgeleri kullanılarak yapılan bir çalışma, psikiyatrik hastaların %20’sinde BKB olduğunu ortaya koymuştur.kadınlarda daha çok görülür.


BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUKĞU(DSM-VI)


1-Aşağıdakilerden beşincinin ya da daha fazlasının olması ile belirli,genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, boyuneğici ve yapışkan davranışa ve ayrılma korkusuna yol açacak biçimde, aşırı bir kendisine bakılma gereksinimi.

a)başkalarından çok miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik kararlarını vermekte güçlük çeker.

b)Yaşamının çoğu önemli alanında sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyar.

c)Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmasını söylemekte zorluk çeker

d)Tasarıları başlatma ya da kendi başına iş yapma zorluğu vardır.

e)Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.

f)kendine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder.

g)yakın bir ilişkisi sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı arayışı içine girer.

h)Gerçekçi olmayan, kendine bakmak zorunda bırakacağı korkuları ile meşguldür.


AYIRICI TANI


Bağımlı kişilik bozukluğunda kişilerarası ilişkileri kararsız ve değişkendir.
Borderline kişilik bozukluğunda da yalnız kalmaktan korku ve başkalarına yapışma görülebilir.Fakat bu hastalar terkedilmeye, genellikle öfke ve manipülatif davranışlarla tepki verirler.
TEDAVİ

Hasta, kendi kişilik özelliklerini beğenmediği ve tabloya sıklıkla anksiyete ya da depresyon eklendiği için tedavi olmak ister.
Yönelimli bireysel ya da grup psikoterapi yararlıdır.

ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Yaygın yetersizlik duyguları, sosyal inhidisyon ve eleştiriye karşı aşırı duyarlılıkla belirli bir bozukluktur.
Eleştiriler karşısında kolay incinme, birinci derece yakın akrabaları dışına yakın arkadaşları olmama veya sadece bir kişi ile arkadaşlık yapabilme.
Toplumsal ilişkilere girememe, düşük öz saygı riskleri abartma ve bunlardan kaçınma, bitip tükeneceğini düşünme görülür.
ÇKB, bağımlı ve şizoid kişilik bozukluğu ile bir arada görülebilir. Bu hastalar depresyon, sosyal fobi ve diğer anksiyete bozukluklarını geliştirmeye daha yatkındırlar.

ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden dördünün yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, toplumsal ketlenmenin, yetersiz duygularının ve olumsuz değerlendirmeye aşırı duyarlılığın olduğu sürekli bir örüntü:

a)Eleştirilecek beğenilmeyecek yada dışlanacak olma korkusuyla çok fazla kişiler arası ilişki gerektiren mesleki etkinliklerden kaçınır.

b)Sevildiğinden emin olmadıkça insanlarla ilişkiye girmek istemez.

c)Mahcup düşeceği yada alay konusu olacağı korkusuyla yakın ilişkilerde tutukluk gösterir.

d)Toplumsal durumlarda eleştirileceği yada dışlanacağı üzerine kafa yorar.

e)Yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle aynı ortamda bulunduğu durumlarda ketlenir.

f)Kendisinin toplumsal yönden beceriksiz, sistem olarak albenisi olmayan biri olarak başkalarından aşağı görür.

g)Mahcup düşeceği korkusuyla kişisel gelişimlerde bulunmak yada yeni etkinliklere katılmak istemez.


SIKLIK


Genel nüfustaki sıklığın %0.5-1 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Her iki cinste eşit oranda görülür.


TEDAVİ


Diğer kişilik bozukluklarının aksine hasta durumundan şikayetçidir ve değişmek ister ve bu nedenle psikoterapiden daha çok yaralanırlar.
Dinamik yönelimli destekleyici psikoterapi genellikle iyi sonuçlar verir.


AYIRICI TANI


Şizoid kişilik bozukluğunda da toplumdan uzaklaşma görülür. Ancak ÇKB’da hasta insan içine girmek ister fakat, sıkılganlık ve istenmeme korkusu yüzünden bunu yapamamktadır.

NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Narsisistik kişilik bozukluğu, yaygın bir üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamama ile belirli bir bozukluktur.
Hayranlık ve dikkat çekme isteği olması, sınırsız başarı, güç, zeka ve güzellik üstüne kafa yorma.
Özel bazı hakları olduğuna inanma iltifat bekleme, kıskançlık duyguları olma gibi özellikleri vardır.
Örneğin bir hasta, bütün insanlar kuyrukta beklerken kendisi, herkesin gözü önünde ve gayet doğal bir tavırla kuyruğun başına gidip işini görmeye kalkar. Başkalrı itiraz edince de şaşırır ve kızar.

NARSİSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden beşinin yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, üstünlük duygusu ve beğenilme gereksinmesi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir örüntü:

a)Kişinin çok önemli olduğu duygusunu taşır.

b)Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik yada kusursuz sevgi düşlemeleri ile meşguldür.

c)Özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna ve ancak başka özel yada toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine yada ancak onlarla arkadaşlık etmesi gerektiğine inanır.

d)Çok beğenilmek ister.

e)Hak kazandığı duygusu vardır.

f)Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır.

g)Empati yapamaz. Başkalarının duygularını tanıyıp tanımamak konusunda isteksizdir.

h)Çoğu zaman başkalarını kıskanır yada başkalarının kendisini kıskandığına inanır.

i)Küstah, kendini beğenmiş davranış yada tutumlar sergiler.



ETYOLOJİ


NKB ‘nin genetiği ile ilgili bilgiler yetersizdir.
Psikodinamik görüşe göre, çocukluk çağında yaşanan, korku, başarısızlık yada bağımlılık gereksinimlerinin ihmal eleştiri yada alayla karşılık görmesi narsisizimin gelişmesine yol açar.


SIKLIK


Narsisistik kişilik bozukluğu nispeten nadir gibidir. Genel nüfustaki prevalansının %1’in altında olduğu tahmin edilmektedir.
Psikiyatrik tedavi için başvuran hastalar arasında bu oran daha yüksektir.

AYIRICI TANI


En önemlisi histriyonik ve borderline kişilik bozukluğundan ayırmaktır. Bu nedenle tanı ölçütleri özenle göz önünde tutulmalıdır.
Hasta iki yada üç kişilik bozukluğunun ölçütlerini karşılıyorsa tüm tanılar konulmalıdır. NKB ‘nun diğerlerinin en önemli farkı önemli olma ve büyüklük duygusudur.


TEDAVİ


Yararlı olduğu ileri sürülen tek tedavi psikoanalitik psikoterapidir.
Ancak terapi hastanın kendi narsisizminden vazgeçmesini istediğinden oldukça zordur.

HİSTRİYONİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Histriyonik kişilik bozukluğu, çok değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir duygusallık ve dikkati çekme isteği ile belirli bir bozukluktur.
Hasta sürekli çevresindekilerin yaptıklarını onaylamasını, kendisini övmesini, güzel bulmasını ve beğenmesini ister.
Bu nedenle bazı kadın hastalarda uygunsuz bir erotik görünüm yada davranış görünüm parasının ve zamanının önemli bir bölümünü, güzel giyinmeye süslenmeye yada boyanmaya ayırır.

Şizoidlerin tam tersine çok güzel duygusal tepkiler gösterirler. En küçük bir nedenle herkesin içinde ağlama, aşırı neşe gösterileri, az tanıdığı insanlara bile hararetle sarılma gibi davranışlar gösterirler.
Monoton ve rutin yaşamdan çok sıkılır. Her zaman sosyal uyarılma, heyecan ve yenilik arar.
Bunların entellektüel ve teknik konulara ilgileri azdır, buna karşılık sanatsal konulara daha yatkındırlar. Örneğin bir hastadan evini tarif etmesi istendiğinde “Evimiz çok ferahtır” şeklinde cevap verir. Fakat evin özelliklerini anlatamaz.
Kolay hayal kırıklığı nedeni ile intihar girişimi oldukça sık görülür. Fakat üste eklenmiş başka bir hastalık yoksa, genellikle ciddi yöntemleri pek kullanmazlar.



Histriyonik kişilik bozukluğu tanı ölçütleri(DSM-IV)


Aşağıdakilerden beşinin yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir duygusallık ve ilgilenilme arayışı gösteren sürekli bir örüntü:

1-İlgi odağı olmağı durumlarda rahatsız olur.

2-başkaları ile olan etkileşimi çoğu zaman uygunsuz bir biçimde cinsel yönden ayartıcı yada baştan çıkartıcı davranışlarla belirlidir.

3-Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler.

4-İlgiyi üzerine çekmek için sürekli olarak fizik görünümü kullanır.


5-Aşırı bir düzeyde başkalarını etkileye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi vardır.

6-Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartma ile gösteriri.

7-Telkine yatkındır, yani başkalarından yada olaylardan kolay etkilenir.

8-İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür.


ETYOLOJİ


Hastanın birinci derece akrabaları arasında aynı bozukluğu taşıyanların sıklığı, genel popülasyondan daha fazladır.



SIKLIK


Genel popülasyondaki sıklığın %2-3 dolaylarında olduğu tahmin edilmektedir.
Kadınlarda daha fazla görülür fakat erkek hastalarda çoktur.
Yapılandırılmış görüşmeler ile yapılan bazı tarama çalışmaları erkek hastaların kadınlardan daha az olmadığını göstermiştir. Bunlar erkeksi özelliklerini kabartarak dikkat çekmeye çalışırlar.


AYIRICI TANI


Narsisistik kişilik bozukluğu olan hastalar da ilgi ve dikkat çekmek isterler. Fakat bu ilgiyi elde etmek için, histriyonikler gibi bin bir oyun oynamazlar bunu hak ettiklerine inanırlar.
Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar da yoğun ilişkiler yaşarlar ve hızlı değişen affektif tepkiler gösterirler. Ancak HYKB ‘dan farklı olarak kimlik bozukluğu ve kronik boşluk duygusu vardır.


TEDAVİ


Bunlar sıklıkla ve değişik nedenlerle hekime başvurur ve tedavi olmak isterler. Motive ve telkine yatkın oldukları için diğer A ve B kümesi kişilik bozukluklarının aksine psikoterapi için uygun vakalardır

ANTİSOYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU


15 yaşından önce başlayan, yaygın bir antisosyal davranış ve başka insanların haklarını çiğneme ile belirli bir bozukluktur.
Ciddi sosyal sorunlara yol açtığından, tüm kişilik bozuklukları içinde en önemlilerinden biridir.
Başka insanlara karşı sorumluluk, sadakat ve dürüstlük duygusu yoktur.
Verdiği sözleri tutmaz, durmadan yalan söyler ve insanları kolayca aldatır.başkalarının iyi niyetinden yararlanır.

En kötü özellikleri arasında saldırganlık ve kolay etkilenme vardır.
Önemli bir özellik hastanın asla yaptıkları yüzünden pişmanlık yada suçluluk duymamasıdır.
Alkol yada madde bağımlılığı çok sık gelişir alkolizm tabloyu daha ağır bir görünüme sokabilir.
Hasta antisosyal önemli bir bölümünü alkolikken yapabilir.



ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUK TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden üçünü yada daha fazlasını olması ile belirli, 15 yaşından beri süre gelen başkalarının haklarını saymama ve başkalarının haklarına saldırma örüntüsü:

a)Tutuklanmasını gerektirecek eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla belirli, yasaklara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama.,

b)Sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma yada kişisel çıkarı, zevki için başkalarını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum.

c)Dürtüsellik yada gelecek için tasarılar yapmama

d)Yineleyen kavga, dövüş yada saldırılarla belirli olan kolay öfkeye kapılma ve saldırganlık.

e)Kendisinin yada başkalarının güvenliğini umursamama.

f)Bir işi sürekli götürememe yada mali yükümlülüklerini tekrar tekrar yerine götürememe ile belirli sürekli bir sorumsuzluk.

g)Başkasına zarar vermiş, kötü davranmış yada başkasından bir şey çalmış olmasına karşı ilgisiz olma yada yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli vicdan azabı çekmeme.


2-Kişi en az 18 yaşındandır

3-15 yaşından önce başlamış davranış bozukluğunun kanıtları vardır.

4-Antisosyal davranış sadece şizofreni yada bir manikepizodun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.

ETYOLJİ

Anne-Babasız büyümüş çocuklarda, örneğin sokakta yada yetiştirme yurtlarında büyümüş yada tutarlı bir ebeveyn eğitimi görmemiş çocuklarda ileride bu bozukluğun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
Hastaların birinci derece akrabaları arasında ASKB, genel nüfustan daha sık görülür. Hasta kadınsa bu olasılık daha da artar.


SIKLIK


Amerikan ECA çalışması ASKB prevalansının genel popülasyonda %2-3 arasında olduğunu, erkeklerde de 3-4 misli daha sık görüldüğünü göstermiştir.
Türkiye’ de bir kent popülasyonunda çekilmiş 964 denek üzerinde yapılan bir çalışmada, yaşam boyu prevalans, genel nüfusta %3, erkeklerde %5.3, kadınlarda da %0.4 olarak bulunmuştur.
TEDAVİ

ASKB, tedavi umudu en az olan kişilik bozukluğudur.


Tedavi amacıyla hastaneye yatırılmaları faydadan çok zarar verir.