18 Kasım 2007 Pazar

BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Bu sendromu olan kişilerin dört özelliği vardır;
1-Yoğun öfke
2-Kişiler ilişkilerde tutarsız
3-Kimlik karmaşası

4-Yalnızlık duygusunun eşlik ettiği depresyon


5. Başkalarına kronik öfke duyma ve bazen bunu kendine çevirme ve kendine kıyım davranışı .

6. Dürtüsellik.

7. Yalnız kalmaya dayanamama, kompulsif sosyalizasyon ve bunun sonucunda diğerlerinden dönemsel uzaklaşma.

8. Cinsel yaşamda kaos.

9. Diğerleri tarafından terk edilmeye aşırı duyarlılık ve bundan rahatsızlık duymak.




TEDAVİ

Genel olarak borderline kişilik bozukluğu olan hastalara psikanalitik yaklaşımda iki yöntem vardır:

İlk teknik hastaya şimdiki işlev düzeyinde tutmayı amaçlar ve regresyonla uğraşmayı engeller. Açıklamalar, öneriler, yüzleştirmeler ve yorumlarla yeni ego yaşantılarının sağlanması, hastaya karşıt kendilik, aynı zamanda da nesne tasarımlarını bütünleştirmede yardımcı olur.

İkinci yaklaşımı önerenler borderline kişilik bozukluğu olan hastaları kendi içsel yaşantılarını modifiye etmeleri için terapötik regresyonu yaşamaları gerektiğini ifade etmektedir. Örneğin yas tutan kişi kendi dış gerçekleri ile içsel yaşantısı arasında uyum yapmadan önce regresyon yaşar ve bu regresyondan sonra yası tamamlayıp yeni bir psişik organizasyon geliştirir.

OBSESİFKOMPÜLSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Genç erişkinlik döneminde başlayan ve çok değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir mükemmelliyetçilik, kendini ve başkalarını denetleme isteğidir.
Hasta her şeyi, en iyi ve en kusursuz bir biçimde yapmak ister. Bu nedenle başladığı bir işi defalarca bozup yeniden başlayabilir.
Zamanını iyi kullanamaz. Önemsiz ayrıntılarla çok zaman kaybeder. Örneğin; bir öğrenci, bir sınavda, bütün soruların yanıtlarını bildiği halde, tüm sınav süresini birinci soruyu yanıtlamakla geçiriyor. Sürenin dolmasına beş dakika kaldığı halde hala, birinci soruyu devalı silip yeniden yazmaktadır


OBSESİF-KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUKLARI TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden dördünün yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan esneklik, açıklık ve verimlilik pahasına düzenlilik, mükemmelliyetçilik zihinsel ve kişiler arasında kontrol koyma üzerine aşırı kafa yormanın olduğu sürekli bir örüntü:

a)Yapılan etkinliğin asıl amacını unutturacak derecede ayrıntılar, kurallar, listeler yada program yapma ile uğraşıp durur.

b)İşin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmelliyetçilik gösterir.

c)Boş zamanlarını değerlendirme etkinliklerinden ve arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendini işe yada üretkenliğe adar.

d)Ahlak, doğruluk yada değerler gibi konularda vicdanın sesini dinler ve esneklik göstermez.

e)Özel bir değeri olmasa bile eskimiş yada değersiz şeyleri elden çıkartamaz.

f)Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe başkalarına görev vermek yada başkalarıyla çalışmak istemez.

g)Para harcama konusunda hem kendisine, hemde başkalarına karşı cimri davranır.

h)Katı ve inatçıdır.

ETYOLOJİ


Monozigot ikizlerde, dizigot ikizlere kıyasla daha fazla birlikte görüldüğü bildirilmiştir.
OKKB olan hastaların ailelerinde depresyon ve diğer C kümesi kişilik bozuklukları daha sık görülür.


SIKLIK

OKKB prevalansının genel popülasyonda %1, psikiyatrik hastalar arasında ise %3-10 arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Erkeklerde iki misli daha fazla görülür.

AYIRICI TANI


OKKB , bu adı taşımasına rağmen, obsesyon kompulsiyonların olmayışı ile obsesif-kompulsif bozukluktan ayrılır.
Belirgin kendini beğenmişlik bu hastalıkta yoktur.


TEDAVİ

Diğer C kümesi kişilik bozukluklarında olduğu gibi, hasta durumundan rahatsızlık duyabilir ve tedavi için başvurabilir.
Tedavi sürecini kendi istediği biçime sokmak eğiliminde olacağı için psikoteraoi ozr ve zaman alıcıdır.

BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Aşırı bir korunma ve bakınma gereksinimi ile belirli bir bozukluktur.
Bu davranış kalıbı genç erişkinlik döneminde başlar ve çok değişik koşullar altında ortaya çıkar.
Bağımsız olarak işlev görememe, karar verememe, dışlanma korkusu nedeniyle inanmasa da başkalarıyla aynı düşünceyi paylaşma.
Bu hastalar genellikle bir yakınlarına bağımlı hale gelmişlerdir. Bu yakını genellikle eşi yada annesidir.

ETYOLOJİ


Bağımlı kişilik bozukluğunun gelişmesinde çevresel etkenlerin,kalıtımsal nedenlerden daha önemli bir rol oynadığı genellikle kabul edilir.
Psikanalitik açıdan, çocuğun anal dönemde aşırı doyum ya da doyumsuzluk yaşamış olmasının bağımlılık eğilimini arttırdığı ileri sürülmüştür.
SIKLIK

En sık görülen kişilik bozukluklarından biridir.
Standart tanı ölçütleri ve yapılandırılmış görüşme çizelgeleri kullanılarak yapılan bir çalışma, psikiyatrik hastaların %20’sinde BKB olduğunu ortaya koymuştur.kadınlarda daha çok görülür.


BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUKĞU(DSM-VI)


1-Aşağıdakilerden beşincinin ya da daha fazlasının olması ile belirli,genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, boyuneğici ve yapışkan davranışa ve ayrılma korkusuna yol açacak biçimde, aşırı bir kendisine bakılma gereksinimi.

a)başkalarından çok miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik kararlarını vermekte güçlük çeker.

b)Yaşamının çoğu önemli alanında sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyar.

c)Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmasını söylemekte zorluk çeker

d)Tasarıları başlatma ya da kendi başına iş yapma zorluğu vardır.

e)Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.

f)kendine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder.

g)yakın bir ilişkisi sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı arayışı içine girer.

h)Gerçekçi olmayan, kendine bakmak zorunda bırakacağı korkuları ile meşguldür.


AYIRICI TANI


Bağımlı kişilik bozukluğunda kişilerarası ilişkileri kararsız ve değişkendir.
Borderline kişilik bozukluğunda da yalnız kalmaktan korku ve başkalarına yapışma görülebilir.Fakat bu hastalar terkedilmeye, genellikle öfke ve manipülatif davranışlarla tepki verirler.
TEDAVİ

Hasta, kendi kişilik özelliklerini beğenmediği ve tabloya sıklıkla anksiyete ya da depresyon eklendiği için tedavi olmak ister.
Yönelimli bireysel ya da grup psikoterapi yararlıdır.

ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Yaygın yetersizlik duyguları, sosyal inhidisyon ve eleştiriye karşı aşırı duyarlılıkla belirli bir bozukluktur.
Eleştiriler karşısında kolay incinme, birinci derece yakın akrabaları dışına yakın arkadaşları olmama veya sadece bir kişi ile arkadaşlık yapabilme.
Toplumsal ilişkilere girememe, düşük öz saygı riskleri abartma ve bunlardan kaçınma, bitip tükeneceğini düşünme görülür.
ÇKB, bağımlı ve şizoid kişilik bozukluğu ile bir arada görülebilir. Bu hastalar depresyon, sosyal fobi ve diğer anksiyete bozukluklarını geliştirmeye daha yatkındırlar.

ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden dördünün yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, toplumsal ketlenmenin, yetersiz duygularının ve olumsuz değerlendirmeye aşırı duyarlılığın olduğu sürekli bir örüntü:

a)Eleştirilecek beğenilmeyecek yada dışlanacak olma korkusuyla çok fazla kişiler arası ilişki gerektiren mesleki etkinliklerden kaçınır.

b)Sevildiğinden emin olmadıkça insanlarla ilişkiye girmek istemez.

c)Mahcup düşeceği yada alay konusu olacağı korkusuyla yakın ilişkilerde tutukluk gösterir.

d)Toplumsal durumlarda eleştirileceği yada dışlanacağı üzerine kafa yorar.

e)Yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle aynı ortamda bulunduğu durumlarda ketlenir.

f)Kendisinin toplumsal yönden beceriksiz, sistem olarak albenisi olmayan biri olarak başkalarından aşağı görür.

g)Mahcup düşeceği korkusuyla kişisel gelişimlerde bulunmak yada yeni etkinliklere katılmak istemez.


SIKLIK


Genel nüfustaki sıklığın %0.5-1 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Her iki cinste eşit oranda görülür.


TEDAVİ


Diğer kişilik bozukluklarının aksine hasta durumundan şikayetçidir ve değişmek ister ve bu nedenle psikoterapiden daha çok yaralanırlar.
Dinamik yönelimli destekleyici psikoterapi genellikle iyi sonuçlar verir.


AYIRICI TANI


Şizoid kişilik bozukluğunda da toplumdan uzaklaşma görülür. Ancak ÇKB’da hasta insan içine girmek ister fakat, sıkılganlık ve istenmeme korkusu yüzünden bunu yapamamktadır.

NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Narsisistik kişilik bozukluğu, yaygın bir üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamama ile belirli bir bozukluktur.
Hayranlık ve dikkat çekme isteği olması, sınırsız başarı, güç, zeka ve güzellik üstüne kafa yorma.
Özel bazı hakları olduğuna inanma iltifat bekleme, kıskançlık duyguları olma gibi özellikleri vardır.
Örneğin bir hasta, bütün insanlar kuyrukta beklerken kendisi, herkesin gözü önünde ve gayet doğal bir tavırla kuyruğun başına gidip işini görmeye kalkar. Başkalrı itiraz edince de şaşırır ve kızar.

NARSİSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden beşinin yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, üstünlük duygusu ve beğenilme gereksinmesi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir örüntü:

a)Kişinin çok önemli olduğu duygusunu taşır.

b)Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik yada kusursuz sevgi düşlemeleri ile meşguldür.

c)Özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna ve ancak başka özel yada toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine yada ancak onlarla arkadaşlık etmesi gerektiğine inanır.

d)Çok beğenilmek ister.

e)Hak kazandığı duygusu vardır.

f)Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır.

g)Empati yapamaz. Başkalarının duygularını tanıyıp tanımamak konusunda isteksizdir.

h)Çoğu zaman başkalarını kıskanır yada başkalarının kendisini kıskandığına inanır.

i)Küstah, kendini beğenmiş davranış yada tutumlar sergiler.



ETYOLOJİ


NKB ‘nin genetiği ile ilgili bilgiler yetersizdir.
Psikodinamik görüşe göre, çocukluk çağında yaşanan, korku, başarısızlık yada bağımlılık gereksinimlerinin ihmal eleştiri yada alayla karşılık görmesi narsisizimin gelişmesine yol açar.


SIKLIK


Narsisistik kişilik bozukluğu nispeten nadir gibidir. Genel nüfustaki prevalansının %1’in altında olduğu tahmin edilmektedir.
Psikiyatrik tedavi için başvuran hastalar arasında bu oran daha yüksektir.

AYIRICI TANI


En önemlisi histriyonik ve borderline kişilik bozukluğundan ayırmaktır. Bu nedenle tanı ölçütleri özenle göz önünde tutulmalıdır.
Hasta iki yada üç kişilik bozukluğunun ölçütlerini karşılıyorsa tüm tanılar konulmalıdır. NKB ‘nun diğerlerinin en önemli farkı önemli olma ve büyüklük duygusudur.


TEDAVİ


Yararlı olduğu ileri sürülen tek tedavi psikoanalitik psikoterapidir.
Ancak terapi hastanın kendi narsisizminden vazgeçmesini istediğinden oldukça zordur.

HİSTRİYONİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Histriyonik kişilik bozukluğu, çok değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir duygusallık ve dikkati çekme isteği ile belirli bir bozukluktur.
Hasta sürekli çevresindekilerin yaptıklarını onaylamasını, kendisini övmesini, güzel bulmasını ve beğenmesini ister.
Bu nedenle bazı kadın hastalarda uygunsuz bir erotik görünüm yada davranış görünüm parasının ve zamanının önemli bir bölümünü, güzel giyinmeye süslenmeye yada boyanmaya ayırır.

Şizoidlerin tam tersine çok güzel duygusal tepkiler gösterirler. En küçük bir nedenle herkesin içinde ağlama, aşırı neşe gösterileri, az tanıdığı insanlara bile hararetle sarılma gibi davranışlar gösterirler.
Monoton ve rutin yaşamdan çok sıkılır. Her zaman sosyal uyarılma, heyecan ve yenilik arar.
Bunların entellektüel ve teknik konulara ilgileri azdır, buna karşılık sanatsal konulara daha yatkındırlar. Örneğin bir hastadan evini tarif etmesi istendiğinde “Evimiz çok ferahtır” şeklinde cevap verir. Fakat evin özelliklerini anlatamaz.
Kolay hayal kırıklığı nedeni ile intihar girişimi oldukça sık görülür. Fakat üste eklenmiş başka bir hastalık yoksa, genellikle ciddi yöntemleri pek kullanmazlar.



Histriyonik kişilik bozukluğu tanı ölçütleri(DSM-IV)


Aşağıdakilerden beşinin yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir duygusallık ve ilgilenilme arayışı gösteren sürekli bir örüntü:

1-İlgi odağı olmağı durumlarda rahatsız olur.

2-başkaları ile olan etkileşimi çoğu zaman uygunsuz bir biçimde cinsel yönden ayartıcı yada baştan çıkartıcı davranışlarla belirlidir.

3-Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler.

4-İlgiyi üzerine çekmek için sürekli olarak fizik görünümü kullanır.


5-Aşırı bir düzeyde başkalarını etkileye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi vardır.

6-Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartma ile gösteriri.

7-Telkine yatkındır, yani başkalarından yada olaylardan kolay etkilenir.

8-İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür.


ETYOLOJİ


Hastanın birinci derece akrabaları arasında aynı bozukluğu taşıyanların sıklığı, genel popülasyondan daha fazladır.



SIKLIK


Genel popülasyondaki sıklığın %2-3 dolaylarında olduğu tahmin edilmektedir.
Kadınlarda daha fazla görülür fakat erkek hastalarda çoktur.
Yapılandırılmış görüşmeler ile yapılan bazı tarama çalışmaları erkek hastaların kadınlardan daha az olmadığını göstermiştir. Bunlar erkeksi özelliklerini kabartarak dikkat çekmeye çalışırlar.


AYIRICI TANI


Narsisistik kişilik bozukluğu olan hastalar da ilgi ve dikkat çekmek isterler. Fakat bu ilgiyi elde etmek için, histriyonikler gibi bin bir oyun oynamazlar bunu hak ettiklerine inanırlar.
Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar da yoğun ilişkiler yaşarlar ve hızlı değişen affektif tepkiler gösterirler. Ancak HYKB ‘dan farklı olarak kimlik bozukluğu ve kronik boşluk duygusu vardır.


TEDAVİ


Bunlar sıklıkla ve değişik nedenlerle hekime başvurur ve tedavi olmak isterler. Motive ve telkine yatkın oldukları için diğer A ve B kümesi kişilik bozukluklarının aksine psikoterapi için uygun vakalardır

ANTİSOYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU


15 yaşından önce başlayan, yaygın bir antisosyal davranış ve başka insanların haklarını çiğneme ile belirli bir bozukluktur.
Ciddi sosyal sorunlara yol açtığından, tüm kişilik bozuklukları içinde en önemlilerinden biridir.
Başka insanlara karşı sorumluluk, sadakat ve dürüstlük duygusu yoktur.
Verdiği sözleri tutmaz, durmadan yalan söyler ve insanları kolayca aldatır.başkalarının iyi niyetinden yararlanır.

En kötü özellikleri arasında saldırganlık ve kolay etkilenme vardır.
Önemli bir özellik hastanın asla yaptıkları yüzünden pişmanlık yada suçluluk duymamasıdır.
Alkol yada madde bağımlılığı çok sık gelişir alkolizm tabloyu daha ağır bir görünüme sokabilir.
Hasta antisosyal önemli bir bölümünü alkolikken yapabilir.



ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUK TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden üçünü yada daha fazlasını olması ile belirli, 15 yaşından beri süre gelen başkalarının haklarını saymama ve başkalarının haklarına saldırma örüntüsü:

a)Tutuklanmasını gerektirecek eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla belirli, yasaklara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama.,

b)Sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma yada kişisel çıkarı, zevki için başkalarını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum.

c)Dürtüsellik yada gelecek için tasarılar yapmama

d)Yineleyen kavga, dövüş yada saldırılarla belirli olan kolay öfkeye kapılma ve saldırganlık.

e)Kendisinin yada başkalarının güvenliğini umursamama.

f)Bir işi sürekli götürememe yada mali yükümlülüklerini tekrar tekrar yerine götürememe ile belirli sürekli bir sorumsuzluk.

g)Başkasına zarar vermiş, kötü davranmış yada başkasından bir şey çalmış olmasına karşı ilgisiz olma yada yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli vicdan azabı çekmeme.


2-Kişi en az 18 yaşındandır

3-15 yaşından önce başlamış davranış bozukluğunun kanıtları vardır.

4-Antisosyal davranış sadece şizofreni yada bir manikepizodun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.

ETYOLJİ

Anne-Babasız büyümüş çocuklarda, örneğin sokakta yada yetiştirme yurtlarında büyümüş yada tutarlı bir ebeveyn eğitimi görmemiş çocuklarda ileride bu bozukluğun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
Hastaların birinci derece akrabaları arasında ASKB, genel nüfustan daha sık görülür. Hasta kadınsa bu olasılık daha da artar.


SIKLIK


Amerikan ECA çalışması ASKB prevalansının genel popülasyonda %2-3 arasında olduğunu, erkeklerde de 3-4 misli daha sık görüldüğünü göstermiştir.
Türkiye’ de bir kent popülasyonunda çekilmiş 964 denek üzerinde yapılan bir çalışmada, yaşam boyu prevalans, genel nüfusta %3, erkeklerde %5.3, kadınlarda da %0.4 olarak bulunmuştur.
TEDAVİ

ASKB, tedavi umudu en az olan kişilik bozukluğudur.


Tedavi amacıyla hastaneye yatırılmaları faydadan çok zarar verir.

ŞİZOTİPAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Şizotipal kişilik bozukluğu bilişsel ve algısal çarpıklıklar, sosyal ve kişiler arası ilişkilerde yetersizlikler ve davranış gariplikleri ile belirli bir bozukluktur.
Düşünce gariplikleri arasında, referans fikirleri, tamamen hastanın kendisine özgü, acayip batıl inançlar, telepati yada altın hisse sahip olduğunu düşünme, büyücülük yada “ruhlar alemi” gibi konulara aşırı bir düşkünlük sayılabilir.

Bu bilişsel çarpıklıklar sanrı düzeyinde değildir. Hastanın gerçeği değerlendirme yetisi, sanrılı şizofrenik hastalarda olduğu kadar bozuk değildir.
Bir başka özellik alışılmadık algısal yaşantılardır. Örneğin bir hasta “insanları, sanki odundan yapılmışlar gibi” algıladığın dan şikayet ediyordu. Hasta bunun doğru olmadığını biliyor ancak yinede ona öyle geldiğini söylüyordu.
Bu hastalar genellikle sosyal anksiyete de görülür. Bulundukları yerde tanımadıkları kişilerin varlığı onları rahatsız eder.



ŞİZOTİPAL KİŞİ BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden beşinin yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, bilişsel ve algısal çarpıklıkların ve alışıla gelmişin dışında davranışların yanı sıra yakın ilişkilerde birden bire rahatsızlık duyma ve yakın ilişkilere girebilme becerisinde azalma ile kendini gösteren, toplumsal ve kişiler arası yetersizliklerin olduğu sürekli bir örüntü:

a)Referans fikirleri

b)Davranışları etkileyen ve kültürel değerlerle uyumlu olmayan acayip inanışlar yada büyüsel düşünce (gaipten haber verme, altıncı his vb. düşünüp durmalar)

c)Olağan dışı algısal yaşantılar, bedensel illüzyonlar dahil.

d)Acayip düşünüş biçimi ve konuşma. Örneğin (belirsiz çevresel mecazi aşırı ayrıntı yada basma kalıp).

e)Kuşkuculuk yada paranoid düşünce.

f)Uygunsuz yada kısıtlı duygulanım.

g)Acayip,alışıla gelmişin dışında yada çok kendine özel davranış yada görünüm.

h)Birinci derecede akrabalar dışında yakın arkadaşların yada sırdaşlarının olmaması.

i)Yakından tanımakla azalmayan aşırı toplumsal anksiyete, kendisi hakkında olumsuz yargılardan çok paranoid korkular bu anksiyeteye eşlik etme eğilimi taşır.

2-Yalnızca şizofreni, psikotik özellikler gösteren bir duygu durum bozukluğu, başka bir psikotik bozukluk yada bir yaygın girişimsel bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmaz.


ETYOLOJİ


Etiyolojide en önemli neden kalıtım gibi görülmektedir. Şizotipal kişilik bozukluğunun şizofreni ile akrabalığı yalnızca klinik tabloların benzerliğinden ibaret değildir. İkisi arasında genetik bir bağda vardır. Bu bağ;
a)Yapılan araştırmalar şizofrenik hastaların birinci derece akrabaları arasında ŞTKB prevalansının,ŞTKB vakalarının birinci derece akrabaları arasında da şizofreni prevalansının genel popülasyondan belirgin bir şekilde yüksek olduğunu ortay koymuştur.

b)Şizotipal kişilik bozukluğu olan hastaların şizofreni geliştirme riski ( %10-20 ) sağlıklı insanlardan çok daha yüksektir.

c)Şizofreni ile ilişkili olduğu ileri sürülen bazı biyolojik ve psikolojik test sonuçları ŞTKB’nda da benzer şekilde pozitif bulunmuştur.

SIKLIK

Genel nüfustaki prevalansının %3 civarinda olduğu ileri sürülmüştür.
Erkeklerde biraz daha sık görüldüğü tahmin edilmektedir.




AYIRICI TANI


Göz önüne alınması gereken en önemli bozukluk şizofrenidir.
ŞTKB özellikle şizofrenin rezidüel formuna çok benzer. Rezidüel şizofrenide hasta bir zamanlar aktif bir psikotik dönem geçirmiştir ve şimdiki tablo, o dönemin bir kalıntısıdır.
Şizotipal kişilik bozukluğunda ise hasta böyle bir aktif psiko süreci yaşamamıştır.

TEDAVİ


ŞTKB olan hastalar, kendi kişisel özellikleri için tedaviye gelmezler. Ancak kısa psikotik dönemler, anksiyete yada disforik duygu durum gibi semptomlar ortaya çıktığında hekime başvururlar.
İllüzyonlar yada sanrı taslakları gibi psikoza en çok benzeyen özelliklerinin, nöroleptik ilaçlardan yararlandığı genellikle kabul edilir.
Psikoterapi açısından, rehabilitasyon amacına yönelik destekleyici yaklaşımlardan başka yapacak bir şey yoktur.

ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Şizoid kişilik bozukluğu temel olarak toplumdan uzaklaşma ve toplumsal ortamlarda daha belirgin hale bir duygusal küntlük ile belirli bir bozukluktur.
Bu hastalar insanlarla ilişkiye girmekten kaçınan ve yalnızlığı seven insanlardır.
Bu davranış kalıbı erken erişkinlikte başlar ve çok değişik koşullar altında kendini gösterir.
Şizoidler, kendi aileleri ile birlikte olmak dahil, sosyal ilişkilerden hoşlanmazlar. Bu nedenle, hemen hiç yakın arkadaşları yoktur. Kitap okuma, TV seyretme, bilgisayar oyunları gibi yalnız yapılan etkinliklerden hoşlanırlar.


Örneğin hasta, işi gereği çok sayıda yüzeysel, mesleki ilişkiyi iyi yürütüyor olabilir. Bir araştırmada, şizoidlerin dernek ve komisyonlarda aktif oldukları, yalnızca yakın ilişkilerden kaçındıkları saptanmıştır.


Şizoid kişilik bozukluğu sıklıkla çekingen ve paranoid kişilik bozuklukları ile bir arada bulunur. Bu hastalar majör depresyon, distimik bozukluk, sosyal fobi geliştirme daha yatkındır.



ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV)


1-Aşağıdakilerden dördünün yada daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, sürekli, toplumsal ilişkilerde kopma ve başkaları ile birlikte olunan ortamlarda duyguların anlatımında kısıtlılık örüntüsü:

a)Ailesi ile birlikte olmak dahil, yakın ilişkilere girmek istemez ve bunlardan hoşlanmaz.

b)Hemen her zaman yalnız yapılan etkinlikleri yeğeler.

c)Başka biri ile birlikte cinsel deneyim yaşamaya karşı ilgisi ya hiç yoktur yada çok azdır.

d)Zevk aldığı etkinlikler ya hiç yoktur yada çok azdır.

e)Birinci derece akrabaları dışında yakın arkadaşları yada sırdaşları yoktur.

f)Başkalarının övgü yada eleştirilerine karşı ilgisiz görünür.

g)Duygusal soğukluk, kopukluk yada tek düze bir duygulanım gösterir.

2-Yalnızca şizofreni psikotik özellikler gösteren bir duygu durum bozukluğu, başka bir psikotik bozukluk yada bir yaygın gelişimsel bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmaz ve genel bir tıbbi durumun fizyolojik etkilerine bağlı değildir.




ETYOLOJİ


Şizoid kişilik bozukluğunun etolojisi açık değildir. Şizofreni ile genetik bir ilişkisinin olduğu öteden beri ileri sürülmüştür.
Kişilik özelliği olarak içedönüklüğün genetik geçiş göstermeye eğilimli olduğu bilinir.
Pisikodinamik açıdan, erken dönemlerde, annenin yokluğu yada yetersizliği sonucu obje ilişkilerinin normal gelişim basamaklarına erişmemesinin, şizoid kişiliğe yol açtığı ileri sürülmüştür.



AYIRICI TANI


ŞKB, en çok şizotipal ve çekingen kişilik bozuklukları ile karışır.


ŞKB da toplumdan uzaklaşma ve duygusal küntlük bulunur fakat fazladan düşünce, konuşma ve davranış gariplikleri ile olağandışı algısal yaşantılarda vardır.




TEDAVİ


ŞKB olan hastalar pek tedavi için başvurmazlar. Ancak üste eklenen bir hastalık yada tablonun ağırlaşmasına neden olan bir yaşam sorunu olursa hekime gelir yada getirilirler.

Psikoterapi denenecekse, hastanın hekimle arasında dilediği kadar mesafe bırakmasına izin vermek gerekir.


Destekleyici tutumlar ve topluma girmeyi ödüllendirme gibi davranışçı teknikler kullanılabilir.

PARANOID KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Aşağıdakilerden en az dördünün olduğu ,genç erişkinlik döneminde başlayan ,başkalarının davranışlarını kotu niyetli şeklinde yorumlayıp, devamlı olarak güvensizlik ve kuşku duyma halidir
.1-Yeterli bir temele dayanmaksızın başkalarının kendisini sömürdüğünden , aldattığından ya da kendisine zarar verdiğinden kuşkulanır.
2-Dostlarının ya da is arkadaşlarının kendisine olan bağlılığı ya da güvenilirliği üzerine yersiz kuşkuları vardır.
3-Söylediklerinin kendisine karsı kotu niyetle kullanılacağından yersiz yere korktuğundan dolayı sır vermek istemez.
4-Sıradan sözlerden ya da olaylardan aşağılandığı ya da gözdağı verildiği biçiminde anlamlar çıkartır.
5-Devamlı kin tutar, haksızlıkları, görmezden gelinmeyi ya da onur kırıcı davranışları affetmez.
6-Başkalarınca hissedilmeyen ama kendisince algılanan , karakterine ya da saygınlığına saldırıldığı seklinde bir yargıya vararak, öfke ya da karşı saldırı ile birden tepki gösterir.
7-Haksiz yere, esinin ya da arkadaşının sadakatsizliğiyle ilgili kuşkulara kapılır.

Bu kişiler is arkadaşları veya dostlarının güvenilirliği ya da kendilerine bağlılıkları konusunda yersiz kuşkulara sahiptirler.Başkaları ile paylaştıkları konuların kendilerine karsı kullanılacağından korktuklarından dolayı çevrelerindekilere güvenmeye ya da yakınlaşmaya isteksizdirler. Kendilerine yöneltilen kişisel soruları bu nedenle yanıtlamayı reddedebilirler. Kendilerine yapılan iltifatları bile yanlış yorumlayıp, zıt anlamda kabul edebilirler. Kendilerine yapılan yardim önerilerini “yetersiz görülme”olarak algılayıp,geri çevirirler. Kıskançlık düşüncelerini destekleyen önemsiz kanıtlar toplayabilirler.İhanete uğramamak için yakın ilişkilerinde kontrolü ellerinde bulundurmak isterler. Sürekli esinin yada arkadaşının nerede olup,ne yaptığını izlemeye çalışır.

Bu kişilerin davranış tarzları:Genelde geçinmesi zor kişilerdir. Birebir ilişkilerinde çoğunlukla sorunlar yasarlar, kuşkuları nedeniyle uzak dururlar,soğuk görünebilirler,sevgi göstermeyebilirler. Kavgacı ve kuşkucu nitelikleri karsısındakilerde de sert tepkiler doğurabilir, bu da onların beklentilerini gerçekleştirir. Güvensizlikleri nedeniyle kendi baslarına yeterlilik gereksinimleri yüksektir. İlişkide olduklarını sürekli kontrollerinde tutma ihtiyacındadırlar. Eleştiriye aşırı duyarlı olup,cephe alabilir, işbirliğine girmezlerken kendileri diğerlerini eleştirmeye,yakınmaya eğilimlidirler.Kendi yaptıkları yanlışlıklarda bile kendilerini suçsuz görüp, başkalarını suçlarlar. Farz ettikleri tehditlere karsı yasal yollara başvurabilirler. Başkalarına da bazı kişi ve durumların bu ur algılanan özelliklerini onaylatma ihtiyacı içindedirler. Kişilik yapılarının altında gerçeklere uymayan,hayali aşırı büyüklük, güçlülük düşünceleri vardır. Kendilerine yakıştıramadıkları eksiklik ve yanlışlıkları yansıtma ( projeksiyon) denen bir savunma mekanizmasıyla karsılarındakilere yansıtırlar.
Toplumda farklı sosyokültürel gruplar, değişik etnik gruplar ya da başka sosyoekonomik düzeydeki kişilere yönelik olumsuz önyargılı düşüncelerle hareket edebilirler. Benzer paranoid düşünceleri olan ya da kolay ikna olan kişilerle bir araya gelip,gruplar ya da inanç sistemleri oluşturabilirler.Bu kişiler başkaları tarafından plancı, içlerini açmayan, kapalı kutu, pireyi deve yapan, kıskanç,tartışmacı kişiler olarak görülebilirler. Sürekli gergin olup, kendilerini rahat ve gevsek bırakamazlar.Çevrelerinde huzursuzluk yaratırlar.Aşırı temkinli davrandıklarından girişkenlikleri kısıtlıdır.

Birlikte görülebilen psikiyatrik bozukluklar:
-Majör depresyon
-Saplantı-zorlantı boz. (obsesif- kompulsif boz.)
-Alkol-madde bağımlılığı
.-Diğer kişilik bozuklukları ( en çok sizotipal k.b.olmak üzere ayrıca narsisistik,kaçıngan ve borderline k.b.)

Çocukluk veya gençlik döneminde görünümü:Tek basına kalma, benzer yastakilerle arkadaşlıklarının iyi olmaması, kalabalık ortamlarda kaygı duyma, ders notlarının düşüklüğü, aşırı duyarlılık, tedirginlik, giyim,konuşma, düşünce itibari ile kendini kısıtlama, farklı hayaller ile kendini gösterebilir.

Toplumda görülme derecesi:Genel toplumda % 0.5-2.5 arasında , ayaktan tedavi ile psikiyatri yataklı kurumlarında yatanlarda % 1 oranında görülmektedir.

Kalıtımsal özellikler:Daha çok erkeklerde görülmektedir.Bu kişilik bozukluğunun ailesinde kronik şizofreni olanlarda daha çok görüldüğü gözlenmiştir. ayrıca ailede sanrısal (deluzyonel boz.) paranoid tipin varlığı ile de ilişkili olduğu düşünülmektedir.Paranoid düşüncelerin varlığı:Mahkumlarda, mültecilerde, yaslılarda, işitme kaybı olanlarda da paranoid fikirler zaman zaman artış gösterir.

Paranoid K.B.nin olası sebepleri:Ailenin mantıkdışı ve aşırı baskıcı ezici nitelikteki öfkesinden etkilenen çocuğun bu duygularla özdeşip, sonrasında bu saldırgan dürtülerin farkında lığından kaçınmak için bu dürtülerin kendinde değil, karsısındakilerde olup,kendine yöneldiği seklinde bir yansıtma mekanizması ile gerçekleştiği düşünülmektedir. ayrıca bu kişilerin yetersiz, aşağılanmış ve kendilerine yardim edilemez hissettikleri, bu duyguların etkisini hissetmemek için çevreyi suçladıkları düşünülmektedir

Tedavi:Kişilerde güven ilişkisi kurmaya yönelik başlayan terapiler uzun sure ile sürdürülebildiği takdirde basarili sonuçlar vermektedir. Psikotik bozulma dönemlerinde küçük dozlarda antipsikotik grup ilaç tedavisi geçici olarak kullanılabilmektedir.

Kişilik Bozukluğu Tanımı ve Tipleri


Kişilik bozukluğu, DSM-IV (1998)'de şöyle tanımlanmaktadır; "kişinin kültürüne göre beklenenden önemli ölçüde sapmalar gösteren, süre giden bir iç yaşantı ve davranış örüntüsüdür, yaygındır ve esnekliği yoktur, ergenlik ya da genç yetişkinlik çağlarında başlar, zamanla kalıcı olur ve sıkıntıya ya da işlevsellikte bozulmaya yol açar."
Kişilik bozukluğu olan bireyler, duygu düşünce ve davranışlarında belirsiz bir dengesizlik gösterirler. Diğer insanlarla ilişki biçimleri, işlevsellik ve sosyal uyumları bozuktur. Kendini çevreye değil, çevreyi kendine (alloplastik uyum) uydurmaya çalışır (Güney 2000). Bireyin bir özelliği diğer bireylerin davranış repertuarları ile çatıştığında, bireyin kişiliği için bozukluk düşünülebilir. DSM-IV'te bunun için iki kriter belirlenmiştir;
1. Bireyin davranışları katı ve değişmez nitelikte olmalıdır,
2. Birey için stres kaynağı ya da mesleki ve sosyal sorunlara neden olmalıdır.
Aslında kişilik bozuklukları diğer mental bozukluklardan daha az strese neden olmaktadır. Diğer mental bozukluklar ruh sağlığı profesyonellerine tedavi için başvurmakta iken kişilik bozuklukları olan bireylerin %80?i problemleri için profesyonele başvurmazlar (Alloy ve diğerleri 1999; Oltmanns ve Emergy 1995). Kişilik bozuklukları ile ilgili araştırma yapmak ayrıntılı muayene ve anamnez almayı gerektirmektedir (Güney 2000). Bütün kişilik bozuklukları çoğunlukla diğer insanları kızdıran, rahatsız eden, abartılı kişilik özellikleri üzerine dayandırılmaktadır (Oltmanns ve Emergy 1995). Başka bir deyişle kişilik bozuklukları olan bireylerin problemleri kendilerinden çok çevrelerindeki insanlar için stres kaynağıdır.
Kişilik Bozukluğu Tanı Ölçütleri ve Sınıflandırılması Bir kişilik bozukluğu için tanı ölçütleri şöyle sıralanmaktadır (DSM-IV); Kişinin içinde yaşadığı kültürün beklentilerinden belirgin olarak sapan, sürekli davranış ve iç yaşantı örüntüsü. Bu örüntü aşağıdaki alanlardan ikisinde ya da daha fazlasında kendini belli eder. biliş (yani kendini, başka insanları ve olayları algılama ve yorumlama yolları) duygulanım (yani duygusal tepkilerin görülme aralığı, yoğunluğu, değişkenliği ve uygunluğu) kişilerarası işlevsellik dürtü kontrolü Bu sürekli örüntü esneklik göstermez ve çok çeşitli kişisel ve toplumsal durumları kapsar. Bu sürekli örüntü, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya yol açar. Bu örüntü değişmez, uzun bir süredir vardır ve başlangıcı en azından ergenlik ya da genç erişkinlik dönemine uzanır. Bu sürekli örüntü başka bir mental bozukluğun bir görünümü ya da sonucu olarak açıklanamaz. Bu sürekli örüntü bir maddenin ya da tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir. Kişilik bozuklukları DSM-IV'deki psikopatolojinin diğer birincil formlarından ayrı düşünülür. Bir çok klinik bozukluk Eksen Ide listelenirken, kişilik bozuklukları Eksen II'de listelenmiştir. DSM-IV'de temel özellikleri belirlenen üç grup içinde on spesifik şekilde sınıflandırılmıştır (DSM-IV 1998; Alloy ve diğerleri 1999; Oltmanns ve Emergy 1995):
A Grubu: (Acayip, tuhaf kişilik bozuklukları, asosyal kişiler) Paranoid Kişilik Bozukluğu Şizoid Kişilik Bozukluğu Şizotipal Kişilik Bozukluğu
B Grubu: (Dramatik, duygusal kişilik bozukluğu, göze çarpan, frapan kişiler) Antisosyal Kişilik Bozukluğu, Borderline Kişilik Bozukluğu ,Histrionik Kişilik Bozukluğu, Narsistik Kişilik Bozukluğu
C Grubu: (Kaygılı ve korkulu kişilik bozukluğu, kaygılı kişiler) Çekingen Kişilik Bozukluğu Bağımlı Kişilik Bozukluğu Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu Başka Türlü Adlandırılamayan Kişilik Bozukluğu.